Forum » Serbest Kürsü

GERÇEKLEŞECEK TÜRK BİRLİĞİ İLE

    • 3 ileti
    24 Haziran 2011 17:12:39 MSK

    GERÇEKLEŞECEK TÜRK BİRLİĞİ İLE
    AVRUPA BİRLİĞİ ARASINDAKİ FARKLAR NELER OLMALIDIR.

    Öncelikle Birlik Fikrinin Temellerine bir bakalım
    İnsanlar haçlı seferlerinin de sona ermesiyle birlikte artık yerleşik hayata geçmeye başlamışlar, yerleşik hayata geçen insanların beraber hareket etmesi ve yardımlaşması sonucu da birliklerin kurulması ihtiyacı doğmuştur. Artık belirli ve değişmeyen bir siyasi coğrafyada yaşamaya başlayan insanlar, ekonomik çıkarlarını da düşünmeye başlamış ve bu çerçevede teşkilatlanmaya başlamışlardır.

    Şimdide Avrupa Birliğinin Kuruluşuna bir göz atalım; Aslında ben buna Avrupa Kömür Çelik Topluluğu diyorum

    Avrupa Birliği ülküsü ise gerçek bir siyasi projeye dönüşüp kendini gelişmiş ülke olarak niteleyen bazı ülkelerin hükümet politikalarına uzun vadeli bir hedef olmadan önce sadece birkaç önsezili devlet adamının ve filozof niteliğindeki insanın düşüncelerinde vardı. Avrupa yıllarca kanlı savaşlara sahne oldu ve milyonlarca insan hayatını kaybetti. Bu bazen ülkelerin siyasi ya da dini politikaları üzerine gerçekleşti, bazen de birkaç maceracı devlet adamının hatalı kararları sonucu meydana geldi. Bu felaketler üzerine bazı Avrupa ülkelerinin liderleri, dünyada kalıcı bir barışın sağlanabilmesi için devletlerin birleşip bir siyasi ve ekonomik birlik kurması gerektiğini savundular. Bu fikir dünyaya yayıldıkça genel kabul gören bir akım haline geldi. Sonuç olarak 1951 yılında Avrupa Kömür Çelik Topluluğu (AKÇT) 6 üyesiyle birlikte kuruldu. Savaş ertesi o günlerde Avrupa Kömür Çelik Topluluğu, savaşın galip ve mağlup taraflarını eşit olarak bir araya getirip uygulanabilir bir barış politikası çizebilecek güçte tek topluluk olarak görülüyordu.

    Bu Birliğin Genişlemesi ve Dünyaya Açılması AKÇT başlangıçta kurucu 6 üyenin kömür ve çelik ticaretini güçlendirmek ve düzenlemek üzere kurulmuştu. Bu amaca yönelik olarak da gümrük vergilerinin kaldırılması kararı alındı.
    AKÇT barış yanlısı politikalarıyla da dünyada genel bir kabul görmeye başlayınca gelişmiş ve gelişmekte olarak nitelendirilen diğer ülkelerin de bu topluluğa katılması gündeme gelmeye başladı. Daha sonra katılan ülkelerle genişleyen AKÇT, genişlemesiyle birlikte doğan yeni ihtiyaçları da karşılamak amacıyla yeni protokol ve anlaşmalarla isim değişikliğine ve amaç genişletme ihtiyacı duydu.

    Avrupa Birliğinin Yeni Amacı
    Artık sadece devletlerarası kömür ve çelik ticaretini düzenleyen bir birlik olmaktan çıkan Avrupa Birliğinin amacı, üyesi olan 25 ülkenin siyasi ve ekonomik çıkarlarını göz önünde bulundurarak yeni görevleri göğüsleyebilecek şekilde uyarlanması ve kurucularının büyük siyasi projelerinin kaynakları göz ardı edilmeden ve kapsamı kısıtlanmadan tüm kıtaya istikrar sağlanması ve yeni üyelerin katılımına yardım ve teşviktir. Yaklaşık yarım yüzyıldır Avrupa bütünleşmesi, kıtanın gelişmesi ve halkının zihniyeti üzerinde önemli etkilerde bulunmuştur; aynı zamanda güçler dengesini de değiştirmiştir. Ancak güçlerin birleştirilmesi ve AKÇT Antlaşması'nın ifadesiyle "gelecekteki kader birliği" için harcanacak çabalar sayesinde Avrupa Birliği, gelecekte de dünyada barışın sağlanmasına katkıda bulunacaktır. Avrupa Birliği ile ilişkilerimizin yaklaşık 50 yıllık bir geçmişi vardır. Türkiye, Avrupa Ekonomik Topluluğunun 1958 yılında kurulmasından kısa bir süre sonra Temmuz 1959'da Topluluğa tam üye olmak için başvurmuştur. 1987 yılında ise tekrar Avrupa Birliği’nin tam üyesi olmak için başvuru yapmıştır.
    Peki, Türkiye Avrupa Birliği’ne neden üye olmak istemektedir?
    Türkiye’de yıllardır politikanın yönünü çizen otoriteler bu sorunun cevabını Türkiye’nin ABD ve Rusya karşısında AB üyeliğini bir koz olarak kullanmak istemesine, ekonomik çıkarlarımız doğrultusunda AB üyesi olmanın Türkiye’ye büyük kar getireceğine inandıkları için üye olmak istediği cevabını vermektedir. Uygulanan tüm politikalar bu neden çerçevesinde geliştirilmeye çalışılmış bu yanlış politikalar yüzün den kendi öz benliğimizi, ülkümüzü milli geleceğimiz kültürümüzü yok etmeye çalışılmıştır.

    Türkiye Cumhuriyeti’nin kurucusu Mustafa Kemal ATATÜRK, Türk gençliğine bir ödev vermiştir. Türkiye Cumhuriyeti’nin muasır medeniyetler seviyesinin üstüne çıkarmak için elimizden gelen yapılmalıdır. Fakat bu söz Avrupa Birliği’ne üye olma zorunluluğu getirmez. Her ülkenin bir milli ülküsü, bir milli geleceği vardır ve bu iki temele uymayan hiçbir politika kabul edilemez. . Verilen ödevi yerine getirmek için bir birliğe üye olmak gerekiyorsa oluruz, yok eğer bir birlik kurulacaksa onu da kurarız. Bugünün devlet adamlarına ya da yöneticilerine bakarak Türk gençlerinin de aynı düşündüğünü zannetmek tamamen yanlıştır. Biz bize ne gerekse onu yaparız, başkasına değil!

    Gelecekte kuracağımız Birliğe Türk Birliği Diyoruz.


    Neden Türk Birliği?

    Orta Asya ülkelerinin birlik kurmaya ihtiyaç duymalarını sağlayan faktörleri dört
    Başlık altında toplamak mümkündür.
    1-Gerçek Bağımsızlığın Sağlanabilmesi
    Türk Cumhuriyetlerinin tam bağımsızlığa kavuşmalarının en kesin yolu güç birliği
    Yapmalarıdır. Ayrıca, Rusya’ya olan ekonomik bağımlılıklarından kurtulmalarının ve pazarlık
    Güçlerini arttırmalarının en güvenli yolu da budur. Sadece Rusya değil, Orta Asya üzerinde
    Hâkimiyet kurmak isteyen Çin ve bazı Batılı devlet ve şirketlerle de reel politiğin kurallarına
    Uygun olarak pazarlık ve rekabet edebilmeleri için, birleşmeleri en kesin çözümlerden birisi
    Olarak görünmektedir.
    2-Güvenlik Meselesi
    Bağımsızlık her şeyi değiştirmemiştir. BM Göçmenler Yüksek Komisyonu'nun
    Raporuna göre "Sovyetler yıkılsa bile problemleri devam etmektedir: ekonomik çöküş, etnik
    Çatışma potansiyeli, otoriter politik yapı ve sivil toplumun yokluğu."Tüm bu faktörler,
    Bölgede güvenliğin sağlanmasını zorlaştırmaktadır. Henüz güçlü bir orduya sahip olmayan bu
    Ülkelerin, yatırıma harcayacakları parayı silahlanmaya sarf etmemeleri için, güvenlikte
    İşbirliği yapmaları gerekmektedir. İşbirliği bir yandan bölge içi çatışma ihtimalini azaltırken
    Diğer yandan bölge dışı tehditlere daha güçlü bir şekilde karşı koymalarını sağlayacaktır. Türk Cumhuriyetleri, ortak hareket ettikleri takdirde, Rusya’nın bağımsızlıklarına müdahale etmesi durumunda ortaya çıkabilecek güvenlik problemlerine karşı da çok daha caydırıcı bir güce sahip olacaklardır.
    3-Ekonomik Menfaatler
    Sovyet ekonomisi merkezi yönetime ve kütlesel üretime sahip olduğu için ülkeler arası
    Keskin sınırlara sahip vazife taksimleri yapmıştı. Sovyetler resmen dağılmış olsa da fabrika
    Ve tezgâhlar ilk kuruldukları yerde işletilmeye devam etmektedir. Bundan dolayı, ülkelerarası
    Hammadde-üretim mamulü bağımlılığı sürmektedir. Orta Asya'da kurulacak bir birlik, üretim
    Ve ticarette verimi arttıracaktır. Aksi takdirde ciddi anlaşmazlıklar ortaya çıkabilir. Mesela,
    1994’te fiyat anlaşmazlığından dolayı Özbekistan Kırgızistan’ın doğal gazını kestiğinde bu
    Ülke de diğerine giden sulara barajları ile set çekmiştir. Bu tür kısır döngüler zincirleme
    Reaksiyonlara sebep olabilir. Ülkelerarasında “karşılaştırmalı üstünlükler” esasına göre iş
    Bölümü yapılarak ihtisaslaşma sağlanabilir, fakat Sovyet dönemindeki gibi bir ülke tarafından
    Sadece bir tür üretim yapılmasına (pamuk, elektrik vs.) son verilmelidir. Petrol üretimi ve
    Nakli için kilit pozisyonda olan Hazar’ın statüsü meselesi hakkında Türk Cumhuriyetleri
    Arasında sağlanacak bir uzlaşma Rus ve İran’ın menfaat elde etme çabalarını önleme için
    Kesin çözümdür. Hâlbuki Türkmenistan, Azerbaycan ve Kazakistan’ın farklı hatta rakip yönde politikalar uygulamaları hepsi için zararlı olmaktadır. Türk Birliği kurulduğu takdirde bu tür konulardan Türk Cumhuriyetlerinin dış ülkelerle pazarlıkta güç kazanacaklardır.
    4-Çevre Problemi
    Orta Asya, dünyada en ciddi çevre kirliliğine maruz kalmış bölgedir. Aral gölü, mono
    Kültür pamuk üretimi sonucunda kurumaya başlamıştır Ama Derya ve Sır Derya nehirlerinin
    Suları tümüyle pamuk üretiminde kullanıldığından, bu göle su bırakılmamıştır. Bunun
    Sonucunda Aral Gölü hacim olarak %50, alan olarak ise %75 oranında kurumuştur. Denize
    Kıyısı olmayan bölgenin tek su kaynağının da sorumsuzca kurutulması sonucunda meydana
    Gelen kum ve tuz fırtınaları tüm bölgeye ve halka zarar vermektedir. Cilt kanseri vakalarında
    Önemli miktarda artış görülmüştür. İkinci büyük çevre problemi ise Kazakistan'ın Semey
    Şehrindeki nükleer kirlenmedir. Yörede yapılan nükleer denemeler sonucunda başta kanser
    Olmak üzere birçok hastalıkta artış görülmüştür. BM Göçmenler Yüksek Komisyonunun
    Raporuna göre 1990-95 arasında Orta Asya'daki çevre kirliliğinden dolayı göç edenlerin sayısı
    240,000'i bulmuştur. Aynı rapora göre 1949-89 yılları arasında bölgede 150'si yerüstünde
    Olmak üzere 500 nükleer bomba patlatılmıştır. Kazakistan’da radyasyon zehirlenmesi ile
    Ölenlerin sayısı 100,000’i bulmuştur. Azerbaycan’da ise tarlalara atılan tarımsal ilaçların
    Etkisi ile 20-34 yaş arasındaki kadınların %24’ü kısır hale gelmiştir. Rusya genelinde en
    Önemli boşanma sebebi alkol kullanımı iken, Azerbaycan’da eşlerin çocuk sahibi
    Olamamasıdır. Bu ülke kadar sahip olduğu zenginliklerden dolayı büyük belalara ve
    Yoksulluğa maruz kalmış başka bir petrol ülkesi yoktur. Tüm bu problemlerin çözülebilmesi
    İçin uluslararası yârdim talep edilmeli ve B.M. nezdinde girişimde bulunulmalıdır. Çünkü
    Bölge ülkelerinin kendi kaynakları ile bu meselelerin üstesinden gelmeleri mümkün değildir.
    Ortak sorunları ancak yardımlaşma ile çözmek mümkündür. Yukarıda anlattıklarımızdan şu
    Sonucu çıkarmak mümkündür: “Orta Asya'da uyum bütünleşmenin olup olmayacağının değil, nasıl Olacağının tartışılması gerekmektedir.” Zaten, bu gerekliliğin bir sonucu olarak Orta Asya Türk Cumhuriyetleri, birleşme yolunda somut bir adım atmış ve Merkezi Asya Topluluğu’nu kurmuşlardır. Türk Birliği veya onun nüvesi olarak kabul edilebilecek olan Merkezi Asya Topluluğu’nun Türk Birliği kurulmasına ne yönde tesir edeceği Azerbaycan ve özellikle de Türkiye ile ilişkilerine bağlı bulunmaktadır.

    Kuracağımız Türk Birliği Nasıl Bir Yol İzlemelidir.
    Yapılacak çalışmalar:
    • Dilde Birlik ve Alfabe Birliği: Türk Dünyası Dil Kurumu kurulmalı ve ortak bir dil sözlüğü ortaya çıkarılmalıdır.
    • Ortak kültür Antlaşması: Gerek doğrudan ve gerekse dolaylı olarak sömürülen Türk Dünyası, kültür bakımından da Sömürülmektedir. Bugün Türk İnsanı’nın en muzdarip olduğu konu kültür yozlaşmasıdır. İngiliz, Amerikan, Rus ve Çin kültürlerinin etkileri altında inleyen Türk Dünyası, bir türlü öz kültürüne kavuşamamıştır. Kültür yozlaşmasının önüne geçilmelidir. Bunun için de, Türk Ülkeleri, kendi arasında ortak Kültür Antlaşmaları imzalamalı ve kültür alış-verişini sağlamalıdır.
    • Türk Ülkeleri Ekonomik İşbirliği Teşkilâtı: Türk Ülkeleri’nin tarımı, hayvancılığı, madenleri ve sanayisi farklı gelişme içindedirler. Ülkeler birbirlerine destek verdiği sürece, iktisadi bir bütünlük görülmektedir. Gerçi bu bütünlüğü bozmak için, bugün A.B.D, İngiltere, Fransa, Almanya, Sovyet Rusya ve Çin gibi sömürgeci ülkeler, var güçleriyle çalışmaktadırlar. Türk Dünyası’nın ekonomik sömürüsüne karşı, tüm Türk Dünyası’nın halkları elbirliği yapmalıdır. Bu nedenle; en kısa sürede “Türk Ülkeleri Ekonomik İşbirliği Teşkilâtı” (TÜRKET) kurulmalıdır.
    • Türk Dünyası Bilim ve Teknik Kurultayı: Özlü bir ifadeyle, günümüz Türk Dünyası’nda beyin sömürüsü had safhaya ulaşmıştır. Türk Ülkeleri, bilim ve teknik yönünden birbirlerinin eksiklerini tamamlayabilirler. Bu amaçla “Türk Dünyası Bilim ve Teknik Kurultayı” oluşturulmalıdır.
    • TÜRK DÜNYASI SAVUNMA PAKTI:Dünya barışına ve Orta doğu meselelerini çözecek güçte güçlü bir savunma paktı olacaktır.
    • Dış Türkler Bakanlığı ve Enstitüsü
    • TÜRK BİRLİĞİ YÜKSEK KONSEYİ, TÜRK BİRLİĞİ PARLAMENTOSU
    • TÜRK BİRLİĞİ ORTAK PAZARI KURULMALIDIR
    • TÜRK BİRLİĞİ SOSYAL YARDIMLAŞMA FONU KURULMALIDIR
    • TÜRK BİRLİĞİ ORTAK PARA BİRİMİ KULANMALIDIR
    • TÜRK BİRLİĞİNDE VİZE VE PASPORT UYGULAMASI KALDIRILMALIDIR
    • TÜRK BİRLİĞİ OLİMPİYATLARI YAPILMALIDIR
    • GÜMRÜK DUVARI KALDIRILARAK GÜMRÜK BİRLİĞİ SAĞLANMALIDIR.
    • TÜRK BİRLİĞİ MİLLİ MARŞI VE BAYRAĞI OLMALIDIR.
    • TÜRK BİRLİĞİ HABER AJANSI KURULMALIDIR.
    • TÜRK BİRLİĞİ MERKEZ BANKASI KURULMALIDIR.
    • TÜRK BİRLİĞİNİ TANITMA VAKFI KURULMALIDIR.
    • TÜRK BİRLİĞİ İSTİHBARAT TEŞKİLATI KURULMALIDIR.
    • TÜRK BİRLİĞİ REKTÖRLER KONSEYİ KURULMALIDIR.

    • Türk Dünyası Eğitim ve Kültür Birliği Ortak bir proje programı içerisinde; Okul öncesi öğrenim çağı, İlköğretim çağı, Ortaöğretim çağı, Yükseköğretim çağı ve Uzaktan eğitim yolu ile öğrenim görenler başta olmak üzere, bir gruplandırma yapılarak bu süreç uygulamaya konulmalıdır. Ayrıca, Türk dünyasında her kademede, her yaş çağındaki insanları Ortak Türk Birliği anlayışı içerisinde; Türk Kültürü, Türk Dili, Türk Tarihi, Bilgisayar Kullanımı, Türk Üniversitelerinde Teknoloji Paylaşımı, Teknik ve Mesleki Eğitim ve Türk Dayanışması anlayışı içerisinde, eğitim ve eğretim amacıyla ortak paydalarda birçok konular etrafında bir eylem planı gerçekleştirilebilir. 
    Türk-İslam âlimlerinin adları verilerek, hazırlanacak olan
    Eğitim ve Kültür Programı eylem planına meselâ; 1. İbni Sina:
    Türk dünyasının Okul öncesi, İlköğretim ve Ortaöğretim çağındaki çocuklarının ortak çerçevede öğrenimi
    2. Yusuf Has Hâcip:
    Yükseköğretim çağındaki gençlerin ortak müfredatlarda öğretimi
    3. Ahmet Yesevî: Hayat boyu öğrenme yani yetişkin kuşakların eğitimi Türklük bilincinin kazandırılması
    4. Kaşgarlı Mahmut: Türklerin ortak bir alfabe ve Türk Dilinin kullanımı öğretimi
    5. Buhari: Türk Kültürünü ve Tarihini Avrasya ve Dünyaya tanıtma öğretimi
    6. Farabi: Eğitim uzmanları ve karar vericilerin ortak eğitimi
    7. Ali Kuşçu: Türklerin Yükseköğretimde iş birliği amaçlı programı
    8. Harezmî: Türklerin Eğitimde bilgi ve iletişim teknolojileri programı, 9. Mevlana: Türklük şuurunu ve insan sevgisinin bütün Türklere kazandırılması eğitimi, adı verilebilir. Bu amaçla bir komisyon oluşturulmalıdır. Bütün Türkleri hedefleyen sadece Türk Kültürü Eğitim ve Öğretim Programı projesi çerçevesi içerisinde oluşturulan akademik ve bilimsel kurullar bunun alt yapı çalışmalarını başlatmalıdır. Bu somut proje dâhilinde dokuz eylem planı uygulamaya konulmalıdır. 
    Türkiye ve Türk Cumhuriyetleri arasında eğitim ve kültür konusunda; Türk Dünyası Araştırma Merkezleri artırılmalı, Türk Dünyası Kültür Stratejisi Belirlenmeli
    Türk Dünyası Kurultaylarının devamı sağlanmalı, Türk Kültür Mirası tespit edilmeli
    Türk Dünyası İstatistik Merkezi kurulmalı
    Türk Dünyası Bilim ve Teknik Kurultayı oluşturulmalı
    Türk Dünyası Dil Kurumu kurulmalı ve Türk devletleri arasında bilimsel kongreler artırılmalıdır.


    Şanlı Türk Tarihi üzerine, barış, sevgi, kardeşlik, birlik ve beraberlik
    Kokan Türk Dünyası Coğrafyası’nı, Türk Birliğini inşa etmek, Türk Dünyası gençliğinin en büyük gayesi olmalıdır

  • 24 Haziran 2011 17:17:02 MSK
    Hersey Birlik ve beraberlikten gecer Atalarimiz bunu binlerce yildir söylemislerdir Sürüden ayrilani kurtlar kapar diye Düsünün bizler birlik ve beraberlik icinde olmassak ve dünyanin diger bölgelerinde yasayan soydaslarimiza destek olmassak hic bir sekilde hedefimize ulasamayiz ve iste aynen günümüzde oldugu gibi emperyalist güclerin oyuncagi olmaktan baska bir yere varamayiz cünkü Türk birliginin Gücünün farkindalar eger Tam olarak Türk birligi gerceklesirse dünyanin tarihini yeniden gözden gecirilecegi zorunlulugu dogacaktir Düsünün birkere Ermenistanin Karabagi isgalinin ardindaki sinsi planlari ve Türkiyeye zorla kabul ettirilmeye calisilan olmayan Ermeni sorunu ayrica Ülkemizdeki Terör sorununun arkasindaki sinsi planlarin tek gayesi bizleri yani Türk dünyasini biraraya getirmemektir tek gayeleri bu ayrica Bütün Türk dünyasini birbirine düsman etmek icin bütün emperyalist gücler güc birligi yapiyorlar gelecek 100 yil ve daha ilerisine dönük planlar yapiyorlar bizleri birbirimize düsman edip böylece arzuladiklari Türk dünyasnin bir araya getirmeme emel ve isteklerini ulasmak icin yapmadiklari senayo kalmadi adamlar durmadan senaryo üretiyorlar bunlara örnek Kirgizistanda olan olaylar yahu kardesim ikiside kardes toplum birbirlerinden ne alip veremedikleri varda böylesini birbirlerine yardim etmek dururken neden düsmanca davranislarda bulunuyorlar bu olaylari körükleyenler bazi haber kaynaklarindan edinilen bilgilere göre yaklasik bes veya on kisilik maskeli bir gurubun kalabaligin icerisine sizarak rasgele etrafa ates acmalari ve sonrada ortadan kaybolmalari olan bütün bu olaylar bizim aklimizi basimiza almak icin yeterli ders degilmi eger bu olaylardan ve buna benzer olaylardan ders alip birlik ve beraberlik icinde olmuyorsak ozaman kendi sonumuzu kendimiz hazirlamis olmuyormuyuz Titreyip kendimize gelelim zaman cok gec olmadan Türk Dünyasinin birligi ve beraberligi konusunda Calismalara baslamanin ve sonuca ulasmanin zamani geldi ve geciyor beyler uyanin..... SAYGI ve SEVGILERIMLE
    Sükrü Dalarslan