Mikail İbrahimoğlu 503 haber

İlgili Haberler

Vatanımızda gibiyiz

Onlar ülkemize, doğdukları topraklardan, kültürlerinden kopup daha iyi bir eğitim almak için geldiler. Kendilerini neyin beklediğini bilmiyorlardı ama şimdi ne bulduklarını çok iyi biliyorlar: Vatanları kadar sevdikleri bir vatan, dili, dini, rengi farklı gibi dursa da kendilerine çok benzeyen 70 milyon insan.

Suriye, Kamerun, Makedonya, Cibuti ve daha nice ülkelerden her yıl binlerce öğrenci Türkiye'ye geliyor. İstanbul'un Ankara'nın, İzmir'in ve diğer üniversite şehirlerinin sokaklarında boy gösteriyorlar ama öylesine aramıza katılıyor, öylesine kalabalığa karışıyorlar ki, onları ancak bir etkinlik olup bir araya geldiklerinde farkediyoruz. Dünyanın kırk bir yanından gelen öğrencilere Türkiye'de ev sahipliği yapan Uluslararası Öğrenci Derneği Bab-ı Alem, İstanbul'un 'yerli'lerini bir araya getirince bize de onları bir kez daha farketmek düştü. 

Taksim Metro İstasyonu'nda İstanbullularara kendi kültürlerinden örnekler sergileyen misafir öğrencilere ne umduklarını ve ne bulduklarını sorduk.

ÇOK HEYECANLI MİLLETSİNİZ

Hamza Ahmedov, Türkiye'ye Ahıska'dan gelmiş. 7 yıldır İstanbul'da yaşıyor. Öyle benimsemiş ki Türkiye'yi, dilinden sık sık 'benim ülkem', 'benim topraklarım' cümleleri dökülüyor. ?Hayat pahalılığın dışında, her şey çok güzel, insanlar çok samimi ve içten. Buraya geldiğim andan itibaren hiç yabancılık çekmedim. Yazı ayrı kışı ayrı güzel bu memleketin. İyiki buradayım, iyiki bir zamanlar atalarımın ayak bastığı topraklardayım? diyor. Ahmad Fadil ise Çad'dan gelmiş Türkiye'ye. Yıldız Teknik Üniversitesi'nde İşletme okuyor. Fadil'in hedefinde Çad ile Türkiye arasındaki ilişkileri geliştirmek var. Kamerunlu Hamza Ali ise bir buçuk yıldır Türkiye'de. İTÜ'de petrol ve doğalgaz mühendisliği okuyor. Türklerin bu kadar cana yakın olmasına şaşırdığını belirten Ali, ?Sizin samimiyetinize şaşırmamak elde değil, biz daha soğukkanlı insanlarız. Siz çok çabuk seviniyor, çok çabuk üzülüyorsunuz. Yapı olarak çok heyecanlısınız. Esprilisiniz, eğlenmeyi çok seviyorsunuz. Biz daha rutin yaşıyoruz. Çalışmaktan hiçbir şeye zamanımız kalmıyor? diyor.

BANKACILIĞINIZI ETİYOPYA'YA TAŞIYACAĞIM

Etiyopyalı Abdurrezzak Osman İstanbul Üniversitesi'nde iktisat üzerine master yapıyor. Türkiye'de çoğunlukla tıp ve mühendislik okuyan öğrencilerin aksine Osman'ın hedefi ülkemizin bankacılık birikimini Etiyopya'ya taşımak. Ülkesinin en büyük sıkıntısının kuraklık olduğunu dile getiren Osman, ülkesinin medyadaki algısından oldukça rahatsız. Osman ?Benim ülkem sürekli açlığın pençesinde değil? diyor. Suriyeli Ahmad Hasan ise 2006'da bilgisayar mühendisliği okumak için Türkiye'ye gelmiş. Hasan'ın Türkiye ile ilgili gözlemleri ve düşünceleri hayli ilginç, ?Televizyondan izleyince Türkiye pervasızlığın kol gezdiği, İslam ile alakası olmayan bir ülke gibi görünüyor. Gelmeden önce etrafımdaki insanların çekinceleri vardı. Ama buraya geldiğimde televizyondan lanse edildiği gibi bir ülke olmadığını gördüm. İnsanlar muhafazakar. Bize benziyor? Suriye'de İslam'ın bireysel yaşandığını dile getiren Hasan, Türklerin ise bir cemaat olmadan yaşamakta zorluk çektiğini düşünüyor. Hasan, Türkiye'de alkol tüketimi gibi konularda batıya olan yakınlığından da rahatsızlık duyuyor.

KOSOVA'NIN YÜZDE ALTMIŞI İŞSİZ

Serkan Mazrek bir Kosovalı. En büyük ideali ülkesine yararlı olabilecek donanıma kavuşmak. Bir yıldır Türkiye'de olan Mazrek, kamu yönetimi okuyor. İstanbul'daki yaşama alışmakta zorlanmadığını belirten Mazrek, şöyle konuşuyor; ?Burda zorluk çekmedim, çünkü herkes başka illerden gelmiş buraya. Herkes benim gibi sonradan İstanbullu. Burayı seviyorum ama beni hayrete düşüren olaylar da yok değil. Trafikteki saygısızlığı ve küfürleşmeyi anlayamıyorum.? Mazrek, çok sevmesine rağmen Türkiye'de kalamayacağını, yeni bağımsızlığına kavuşan ülkesinin kendisine ihtiyacı olduğunu söylüyor. Muhammed Medov da İnguşetya'dan gelmiş. İnguşetya çoğu insanın adını bile duymadığı bir yer. 8 yıldır Türkiye'de yaşadığını belirten Medov, İTÜ'de şehir ve bölge planlama okuyor. Medov'a İnguşetya neresi diye sorduğumuzda, elini haritanın üzerinde dolaştırıp Rusya ile Çeçenistan arasında bir yeri gösteriyor. ?Burası İnguşetya, Şamil Basayev'in şehit olduğu yer? diyor.

İLHAN MANSIZ'I SEVİYORUM

Afganistan'dan kalkıp Türkiye'ye gelen bir Hamza İslami İTÜ'de fizik mühendisliği okuyor. Hamza'nın Türkiye'ye gelme nedeni hayli ilginç. ?2002 Dünya kupasından itibaren Türkiye'yi destekliyordum, bir gün bu ülkeye gitmeliyim diyordum kendime. İlhan Mansız'ı ve Serdar Ortaç'ı çok seviyorum, tipleri bize çok benziyor.? Afgan gençlerin futbola ilgisi olduğunu belirten Hamza şöyle devam ediyor: ? Futbol oynamak güzel şey ama diğer ülkelere yetişmemiz için çok çalışmamız lazım.? Makedonya'dan gelen Şenol İsa'nın gözlemi ise AB ve Türkiye üzerine? İsa'ya göre Türkiye'nin AB'ye girememesinin sebebi Müslüman olması.

Kaynak : Yenişafak Gazetesi

Yorumlar

0 yorum

Ahıska Haber

Ahıska ve Ahıska Türkleri ile ilgili siz de haber yazın, yayınlayalım.
Yeni Haber Yaz