Vatan kazanırken!

  • 67 yıllık vatan hasretinin sonuna yaklaştığımız şu günlerde kafalar oldukça karışık. Kimisi sevinirken kimisi hala kuşku içinde, kimisi dalga geçiyor, kimisi istemiyor, kimisi de seviniyor ama ihtiyatlı yaklaşıyor. Ancak Ahıska Türkleri genelde bu onurlu vatan mücadelesinin peşinden koşarken, vatanı yeniden kazanmanın sevincini yürekten yaşamaktadırlar. Hatta ne zaman kendilerine de “Yurda Dönüş Statüsü” verilecek beklentisi içindedirler.

    Dünya Ahıska Türkleri Birliği (DATÜB)  yönetimi kısa süre içinde başlatmış olduğu uluslararası mücadelede milletimiz için somut sonuçlar alınmaya başlanmıştır.

    DATÜB’ün Avrupa Konseyi nezdindeki çalışmalarından sonra Gürcistan yönetimi elle tutulur ve somut adımlar atarak uzun yıllar sürüncemede kalan vatana geri dönüş sorununu içerideki tüm engellemelere karşın çözme kararlığındadır. Ahıska Türklerinin örgütlü vatana dönüş süreci Sovyetler Birliği zamanında 1966 yılında başlamıştır. Ancak halkımız sürgün tarihinden yani 1944 yılından itibaren vatana dönme mücadelesi vermektedir.

     Bu tarihten itibaren başlatılan vatana dönüş mücadelesi, Gürcistan’ın bağımsızlığını kazandıktan sonra batıya yüzünü çevirmesiyle meyvesini verirken eski alışkanlıklarından bir türlü kurtulamayıp işi yine uzatma yoluna girmiştir. Avrupalıların baskısı sonucunda 2007 yılında kötü de olsa bir kanun çıkarmıştır. Ancak bu kanunu uygulama aşamasında Ahıska Türkleri ile ilişkileri maalesef kesmiştir.

    DATÜB yönetiminin tüm çabaları sonuç vererek 26 Ocak 2011 tarihinde Strazburg’ta Avrupa Konseyi’ndeki Dünya Ahıska Türkleri Birliği heyeti Gürcistan delegasyonu ile yapmış olduğu görüşmeler sonuç vermiştir. O tarihten itibaren başlatılan süreç içerisinde Gürcü yönetimi Ahıska Türklerine vermiş olduğu sözleri yerine getirerek Tiflis’te masaya oturma kararına varmıştır. Tiflis’te başlatılan müzakereler dostane ilişkiler çerçevesinde ve müspet yönde devam etmektedir.

     

    Azerbaycan kanadında sorun var

    Gürcistan Hükümet yetkilileri sırf bu Yurda dönüşle alakalı olarak kurmuş olduğu ve üst düzey yetkililerden oluşan Hükümet Konseyi ile uygulamaları harekete geçirirken ileri adımlar atarak senenin sonunda vermesi gereken “Yurda Dönüş Statüsü”nü dosyaların incelenmesinden sonra eksiksiz olanlara 6 ay öncesinden vermeye başlamıştır. Genelde vatana dönüş dosyalarının çoğunun Azerbaycan’dan verilmiş olmasından dolayı Gürcistan ilk incelemelerini de buradan başlatmıştır. İlk olarak 75 aileye “Yurda Dönüş Statüsü” (Repatriate Statute) vermiştir. Bunlardan 2 aileye ulaşmadığı bilgisi alındığında DATÜB yönetimi harekete geçerek Azerbaycan’a giderek çalışmalarına başlamıştır.

    Oysa ki, Azerbaycan’da Vatan Cemiyeti bu konuyu yakinen takip etmesi gerekirken, iki başlı yönetim oluşmuş, onca çabamıza rağmen bir türlü bir araya gelinmemiştir. Zaman, 67 yıllık hasretin sona ermesi ve vatana dönem zamanıdır. Mademki herkes vatanı kazanma ve milletimizin geleceği için mücadele veriyor, o zaman en azından kısır çekişmeleri geçici de olsa bir kenara bırakarak milletimizin geleceği için bir araya gelinmesi gerekmektedir. Bunların bilinmesine rağmen Ahıskalılara yakışmayacak bir şekilde vatan davasını Azerbaycan mahkemelerine götürmüşlerdir. Sonuç alamayacaklarını bildikleri halde… Mahkemeye giden taraf mahkemeyi kaybetmiştir. Hırsını alamayıp bir üst mahkemeye götürme yolunu seçerek ortamı fuzuli germiştir.

     

    Azerbaycan’da koltuk sevdası var

    Son ziyaretimde, Azerbaycan’daki gözlemlemelerim kısaca şudur ki, Vatan için verilen onca mücadeleden sonra gelinen noktada 67 yıllık vatan hasretinin bitmeye yaklaştığı şu günlerde her Ahıskalıyım diyenin kişisel sorunları bir kenara bırakarak ortak çalışma geliştirmesi gerekirken, Azerbaycan kanadında inanılmaz çekişmeler cereyan etmektedir. Kimin ekmeğine yağ sürüldüğünü bildikleri halde neden ben değil de diğeri kavgasının verilmektedir. Bu bencil, kendisini düşünme, egoist yapıların öne çıkması vatan, millet davasını ikinci plana atarak sadece koltuk sevdasını ön plana çıkarmıştır.

    Bu durumda millete görev düşmektedir. Her iki grubun yanında da yer almadan kim gelirse gelsin, “Bize birlik lazımdır gidin birleşin öyle yanımıza gelin” demelidir.

    Güya milletin önüne çıkanlar da etrafındaki birkaç kişinin gazına gelmemelidir. Madem milletin önündesin önce kendi kararını önce kendin ver. Daha sonra da halka git ve vatan yolunda geliştirdiğin davanı rahatça her kesimden olan milletine anlat. Yoksa etrafına yığdığın akrabalarınla karşına aldığın grupla kavga ederek bu vatanı kazanamazsın. Hele dava adamı hiç olamazsın… 

     

    Her iki tarafa da dostane çağrı

    Bu satırların sahibi ve her iki tarafa da aynı mesafede olan birisi olarak naçizane önerim şudur. Önümüzde 4 aylık kısa hukuki bir süreç vardır. Bu süreyi lehimizde kullanabilmemiz için geçici olarak bu çekişmeyi unutup, mahkeme sürecini durdurup karma bir çalışma ile sadece vatan meselesi konusuna yoğunlaşmalıyız. Bu durumda eş başkanlık sistemi ile ancak tek bir Ahıska Türkleri örgütü görünümüyle sadece DATÜB çatısı altında faaliyet göstererek vatana dönüşle alakalı çalışmaları birlikte yürütmeliyiz.

    Çünkü az bir vaktimiz kalmıştır, 12 Mayıs 2011 tarihinden beri bölgemizde, yani kalbimizin tam ortasında (Nesimi kend) de ofis açan Toleranti’nin çalışmalarını bizim kendimizin yürütmesi gerekiyordu. Sadece bu konuyu bölgede bilen başkanlar olarak şapkamızı önümüze koyarak düşünmemiz gerekmiyor mu? 

    Böylesine önemli konular varken bizim kısır çekişmelerle vakit kaybetmemiz bu millete zarar, ziyan değil mi? Bunun hesabını yapamayacak kişilerin toplum önüne çıkmaması bu toplum için daha hayırlıdır. “Biz değil 60 yıl bu vatanı 400 yıl daha bekleriz” diyen bir zihniyet var. Yani biz önce kendi egolarımızı tatmin etmeliyiz, milletin meselesi, vatan meselesi önemli değil 400 yıl daha bekleriz…

    Bu zihniyeti ya ikna etmeliyiz ya da milletin dışına itmeliyiz.  Bu görev de biz DATÜB yöneticilerinin olduğu kadar bölgede yaşayan halkımızın da öncelikli meselesi olmalıdır.

    Sonuç olarak önümüzde sadece birkaç aylığına da olsa vatan davasında birlik oluşturmalıyız. Hemen vakit kaybetmeden DATÜB çatısı altında işimize başlamalıyız.

     

    Neler yapılmalı?

    İlk etapta Gürcistan Yönetiminden gelecek olan mektupların adreslerdeki kişileri bulması gerekiyor. Bu mektupların içerisinde önceden içeri verilen dosyalardaki eksikliklerin giderilmesi için milletimize destek vermeliyiz. Yardımcı olmalıyız.

    Daha sonra ardından gelecek olan Yurda Dönüş Statülerinin sahiplerine ulaşmasını sağlamalıyız. İçeri verilen dosyaların tümünün kabulü için mücadele sürdürmeliyiz. Kabul gören dosyaların toplamı için DATÜB yönetimi müzakerelere başlayacaktır. Bunun için elle tutulur ve somut adımların atılması şarttır.

    Tekrar ediyorum, bizim hukuki sürecimiz bu yılın sonuna kadardır. Yani 4 aylık bir süre var elimizde. Bu hukuki süreç uzatılabilir ancak bu bizim aleyhimize olur. Dolayısıyla biz yaklaşık 10 bin civarındaki dosya (Aile yani toplamda nüfus sayısı ise30 bin kadardır) için sonuna kadar çalışmalarımızı sürdürmeliyiz.

    Bu aşamada görevli görevsiz her Ahıskalıyım diyene ve kendisini Ahıskalı hisseden herkese önemli sorumluklar düşmektedir. Bu sorumluluklardan kaçınmayalım daha sonra her şey geç olabilir…

Yorumlar

0 yorum

Köşe Yazısı

Ahıska ve Ahıska Türkleri ile ilgili siz de makale yazın, yayınlayalım.
Yeni Makale Yaz