DATÜB Genel Başkanı İsmihanoğlu ile söyleşi

  • Biz insanlarımız için hizmet ediyoruz üç kuruş için değil.

     

    Şu anda en önemli şey birlik. Onun için birliğimizin temelini atmamız gerek. Bunu yaparken de 1944 öncesi ve sonrası diye ayrım yapmadan tüm Ahıskalıları hesaba katarak yapmak. Sürgünden önce Türkiye’ye göçen kardeşlerimiz var. Onların da yürekleri bizle beraber atıyor. Ama merak etmeyin bu birliğin temeli atıldıktan sonra yapacak iş çok. Ahıska Türkleri’ni eğitim ve spor alanında kalkındırmak gerek. Gençlerimiz çok başarılılar. Dünya şampiyonu olan sporcularımız var. Çok değerli bilim adamlarımız var. Yalnız şunun da altını çizeyim. Ahıska bizim için çok önemlidir. Ahıska’ya dönüş üzerine olan çalışmalarımızdan hiç vazgeçmeyeceğiz. Hak ettiğimiz yerleri hele ki de bize ait Ata Topraklarını hiç kimseye bırakmayı düşünmüyoruz. Bunun için Uluslararası alanda tüm imkânlarımızı seferber edeceğiz.

     

    16 Haziran Çarşamba Günü bir davet geldi bana. Davet DATÜB Genel Başkanı Ziyatdin KASSANOV’dan gelmişti. 17 Haziran Perşembe Günü İstanbul’da ki Ceylan InterContinental isimli otelde yapılacak toplantıya katılmam isteniyordu. Çok sevindim. Çünkü uzun süredir Ziyatdin Bey ve DATÜB’le alakalı yorum ve sorular alıyordum lakin bir türlü kendisi ile bu konular hakkında yüz yüze görüşme fırsatı bulamamıştım. Telefonla görüştüğümüz zamanlar ise meseleleri ayrıntılarıyla ele alamıyorduk.

     

    17 Haziran Perşembe günü Taksim’de bulunan Ceylan InterContinental isimli otele gittim. Otelin İşletmecisi Abbas Bey karşıladı beni (Bu arada kendisine teşekkürler. Gayet misafirperverdi ve yakından ilgilendi.). Kısa bir bekleyişin ardından Ziyatdin Bey ile görüştük. Toplantı da Ahıska Türkleri ile alakalı bazı isimler de vardı. Hiçbirini tanımıyorum ve ilk kez orada görmüştüm. Toplantının ilk konusu Kırgızistan’da yaşanan üzücü olaylardı. Şimdi sizlere toplantı ile alakalı sorduklarımı ve Ziyatdin Bey’in cevaplarını aktarıyorum.

     

    Ben: Kırgızistan’da yaşanan olaylar var. Belki benden daha iyi biliyorsunuzdur gelişmeleri. İnsanlar sürekli soru yağmuruna tutuyor beni. Ziyatdin Bey neden bu konu hakkında girişimler de bulunmuyor diyorlar. Ne diyeceksiniz bunlara?

     

    Kassanov: Veysel Bey olayları yakından takip ediyoruz. Hiç şüpheniz olmasın. Ben haftanın bir yarısını Türkiye’de diğer yarısını ise Kazakistan’da geçiriyorum. Türkiye’ye geldiğim zaman mutlaka Ankara’da en az bir günümü geçiriyorum. Ankara’da olduğum zamanlarda ise mutlaka T.C. Yetkilileri ile görüşüyorum ve halkımın sorunlarını iletiyorum. Bazen 1 saat içerisinde iki devlet bakanı ile görüştüğüm oluyor. Sağ olsunlar randevu taleplerimi geri çevirmiyorlar. Ahıskalılar ile yakından ilgileniyorlar. T.C. gibi bir ülkenin Bakanları ile görüşmek kolay değildir. Haftalar öncesinden randevu talebinde bulunulur ve her zaman bu randevu taleplerine olumlu cevaplar verilmez. Oysaki bana karşı hiç olumsuz bir cevap vermediler. Konuştuğumuz konular ve olaylar çok basit konular değiller. Tabi konuştuklarımız da Kırgızistan ile sınırlı değildir. Ahıska Türkleri üzerinden oynanan her oyun orada değerlendiriliyor. Mesela size bir örnek vereyim. Yine o bölgelerde, Orta Asya’da bir olay oluyor. Küçük bir Kırgız çocuğuna insanlık dışı muameleler yapılıyor (yapanın kim olduğunu söyledi bana lakin burada aktarmak yanlış olur.). Olay ise konu hakkında habersiz olan Ahıskalılara mal ediliyor. Kırgızlar ellerinde taş ve sopalarla Ahıskalıların yaşadığı mahalleyi sarıyorlar. Hemen olaya müdahale ettim. Devletin ilgili makamlarını konu hakkında bilgilendirdim. Güvenlik güçleri Kırgız kardeşlerimizi sakinleştirmeye çalışırken ben de olayı yapanı aradım. Tabi buldum da. Hemen ilgili makamlara teslim ettim ve olayı barışçıl yöntemlerle çözdük. Bunun gibi yüzlerce olaylar oluyor. Biz insanlarımız için hizmet ediyoruz üç kuruş için değil. Allah’a şükür maddi durumum iyi. Sizde bilirsiniz. Büyük güç büyük sorumluluk getirir. Gücümün farkında biri olarak sorumluluklarımı çok iyi biliyor ve buna uygun şekilde adımlar atıyorum. Sadece sizlerin değil benim de Annem ve Babam sürgün edildi. Benim de Annem ve Babam acılar çekti. Bu acıların hesabını tabi ki sizler kadar bende sormak istiyorum. Tabi ki ben de zorla elimden alınan ata topraklarımı geri almak istiyorum. Ama bunları yaparken tek başıma değil de halkımla birlikte hareket etmek istiyorum. Tek başıma gülmek istemiyorum. Tüm halkımın güldüğünü görmek istiyorum. Bakınız görüşmeler sonucunda çeşitli sözler aldım. Bunlardan birini açıklayayım sizlere. Türkiye Cumhuriyeti Nisan ayında yaşanan olaylar sonrası evleri yanan Ahıskalı kardeşlerimizden 15 ailenin evini yeniden yapacaklar. Biz attığımız adımları reklam amaçlı yapmadığımız için pasif durumda gözüküyoruz. Lakin biz sessizliği tercih ederken bazı insanlar yaptığımız girişimleri kendilerine mal ediyorlar. İnsanları kandırıyorlar. Rant peşinde koşuyorlar. Ama asıl mesele bu değil.

     

    Ben: Peki mesele ne Ziyatdin Bey?

     

    Kassanov: Mesele şu. Biz yıllardır birbirimizden ayrı yaşamak zorunda bırakılmışız. Birliktelik duygusu maalesef bizde çok az oranda var. Bakın kurduğumuz kurumun adı Dünya Ahıska Türkleri Birliği’dir. Birlik kelimesinin altını çiziyoruz biz. Tüm Dünya’da ki Ahıska Türkleri ancak bir olarak hür olabilirler. Biz bunun bilincinde olarak hareket ederken bu birliği bilerek veya bilmeyerek gerek şahsi gerek maddi nedenlerden dolayı bozmak isteyenler var. Gerek bizim gerek bizden bağımsız değerli kardeşlerimizin çalışmaları hakkında çeşitli yorumlar var. Maalesef bu yorumlar yapıcı değiller. İnsanlarımızı yalan veya yanlış bilgilendiriyorlar. Bunlara asla müsaade etmeyeceğiz. Şu da unutulmamalıdır ki Ahıska Türkleri’nin gözyaşı dökmesine neden olan her kim olursa olsun karşısında ilk beni bulacaktır.

     

    Ben: Ziyatdin Bey ya öğrenciler? Öğrenciler hakkında ne düşünüyorsunuz?

     

    Kassanov: Öğrenciler tabi ki en değerli varlıklarımızdır. Geleceğimizi onlar yönetecek ve şekillendirecektir. Lakin günümüzde bizim onları yönlendirmemiz gerekmektedir?

     

    Ben: Yönlendirme derken?

     

    Kassanov: Yok sakın yanlış anlamayın. İç işlerine müdahaleden bahsetmiyorum. Meslek seçimi ve gelecekleri hakkında yönlendirmeler olmalı. Biz Ahıskalıların eksik bölgelerini dolduracak isimler yetiştirmemiz gerekmektedir. Mesela gazetecilik. Bizde gazeteci yok denecek kadar azdır. Kazakistan’da Ahıska Press ismi ile bir haber ajansı kurduk. İnsanlar diyor ki “neden Azeri’leri çalıştırıyorsun?”. Bizde gazeteci yok ki onları çalıştıralım. Kaldı ki Azeri dedikleri isimler Ahıska Türkleri için çalışıyorlar. Gittikleri her yerde Ahıska Türkü olarak anılıyorlar. Onları dışlayan yine biziz. Çalışmalarına engel olan yine biziz. Az önce de dediğim gibi. Yıkıcı olan yorumlar işte bunlar. Peki bu Azeri dedikleri insanlar ne yapıyor?

     

    Ben: Merak ettim doğrusu ne yapıyorlar?

     

    Kassanov: İşlerine devam ediyorlar. Çalışıyorlar. Kimin için? Bizim için. Ahıska Press’in kapısı her zaman Ahıskalılara açıktır. Yeter ki gelsinler. Biz de şu anki çalışanlar da gayet memnun olurlar. Bizim hedefimiz kişisel kazanç değildir. Millete yönelik kazançtır. Onun için kim olursa olsun halkıma hizmet ettiği sürece baş tacımdır. Hem unutulmamalıdır ki Fergana Faciasından sonra bize kucak açan Azeri Kardeşlerimizdir.

     

    Ben: Ahıska Gazetesi vardı bir de? O ne durumda?

     

    Kassanov: Çok güzel orada işler. Kazakistan’da yabancı dilde yayın yapan en iyi gazete konumunda. Çok güzel tepkiler aldık birçok isimden Ahıska Gazetesi için. Hem merak etmeyin yakında sizlerde okuyabileceksiniz. Çok kısa zaman içerisin de Ahıska Gazetesi Türkiye’de yayın hayatına girecektir. Şu anda onun çalışması yapılıyor. Dergi veya Gazete statüsünde olabilir. Arkadaşlarımız onun üzerinde çalışmalarına devam ediyor.

     

    Ben: Bu çok güzel haber. Peki, başka ne gibi sürprizler bizleri bekliyor?

     

    Kassanov: Şu anda en önemli şey birlik. Onun için birliğimizin temelini atmamız gerek. Bunu yaparken de 1944 öncesi ve sonrası diye ayrım yapmadan tüm Ahıskalıları hesaba katarak yapmak. Sürgünden önce Türkiye’ye göçen kardeşlerimiz var. Onların da yürekleri bizle beraber atıyor. Bana ulaşan isimler var. Sürgünden önce Türkiye’ye geçmişler. Bir amca vardı hiç unutmuyorum. Yanlış hatırlamıyorsam 1937 yıllarında Türkiye’ye göç etmiş. Amcanın bir ağlayışı vardı. Yüreğim parçalandı. Söylediği söz hala aklımda: Oğul ayıramazlar bizi! Bunun bilincinde olmak gerek. Ama merak etmeyin bu birliğin temeli atıldıktan sonra yapacak iş çok. Ahıska Türkleri’ni eğitim ve spor alanında kalkındırmak gerek. Gençlerimiz çok başarılılar. Dünya şampiyonu olan sporcularımız var. Çok değerli bilim adamlarımız var. Neden bu isimlere yenileri eklenmesin ki? Yalnız şunun da altını çizeyim. Ahıska bizim için çok önemlidir. Ahıska’ya dönüş üzerine olan çalışmalarımızdan hiç vazgeçmeyeceğiz. Hak ettiğimiz yerleri hele ki de bize ait Ata Topraklarını hiç kimseye bırakmayı düşünmüyoruz. Bunun için Uluslararası alanda tüm imkânlarımızı seferber edeceğiz.

     

    Ben: Peki ya sonrası?

     

    Kassanov: Asıl mesele oraya insanlarımız yerleştikten sonra başlıyor. Orası eskiden çok güzel bir yermiş. Atalarımız döneminde yaşanır bir yermiş. Ama bugün öyle değil maalesef. Birçok yerde yıkılmış evler var. Ahıskalı Türkler olarak biz orayı kalkındırmamız gerek. El ele vererek yaşanılabilecek seviyeye getirmek gerek.

     

    Ben: Son olarak eklemek istediğiniz bir şey var mı?

     

    Kassanov: Var tabi ki. Benim halkımdan tek bir isteğim var. İsimler üzerinden hareket etmesinler. Ziyatdin’i sevin ya da sevmeyin demiyorum. Kimse beni sevmesin ama yeter ki mücadelemize destek versinler. Ben kendim için bir şey yapmıyorum. Halkım için yapıyorum. Ben hiç kimseden maddi anlamda bir şey talep etmiyorum. Bakın bir laf vardır: Bir elin nesi var iki elin sesi var. Fikirlerini, düşüncelerini paylaşsınlar bizlerle. Başka bir şey talep etmiyorum. Dediğim gibi bunu yaparken de Ziyatdin için değil Ahıska Türkleri için yapsınlar.

    Veysel VEYSEL

Köşe Yazısı

Ahıska ve Ahıska Türkleri ile ilgili siz de makale yazın, yayınlayalım.
Yeni Makale Yaz